top of page

Untitled

  • Yazarın fotoğrafı: Öykü Yavuz
    Öykü Yavuz
  • 25 Nis
  • 4 dakikada okunur
Aristophanes/ Eşek Arıları
Aristophanes/ Eşek Arıları

“Öğütleri işe yaramayan birinin yapacağı tek bir şey kalır, miadı geçmiş o öğütleri hiçe indirgeyen kişileri zorbalamak…”


Aristophanes, MÖ 400’lü yıllarda antik Yunan da yaşamış ünlü bir komedi oyun yazarıdır. Özelikle içinde yaşadığı toplum yapısını, yöneticilerini ve öngörüsüz, sabit bakış acılarına sahip kişileri ironik ve komik bir şekilde eleştiren oyunlar yazmıştır. “Eşek Arıları” oyunu da bunun en iyi örneklerinden biridir.


Oyunumuz isimleri Sosias ve Kantias isminde iki hizmetçinin bir evin önünde tuttukları nöbet esnasında aralarında geçen diyalogla başlar. Neden sonra onların niçin orada nöbet tuttuklarını anlamaya başlarız. Evin sahibi olan Bdelycleon isminde genç bir adamın yaşlı babası Philocleon’un dışarı çıkmasını engellemek…


Bu oyunu okurken dönemin yaşadığı Atina'nın da kısaca bir profilini çizmek gerekir. Atina o yıllarda düşmanı olan Sparta ile savaş halindedir. Girdiği savaşta üstünlük kazanmış ve bu zafer sarhoşluğu yöneticilerini de etkilemiştir. Çevrede normalden çok daha fazla sofist kişi türemiş, bunlardan biride Kleon adında sofist bir politikacıdır. Kleon yaptığı konuşmalarla, insanları manipüle edici ve kışkırtıcı bir kişiliktir. Yine aynı dönemde yargıçlık ve yargı içinde jüri olma işide hayli yozlaşmış, gerçekte adalet ve yasalarla hiç ilgisi olmayan kişiler aldıkları her dava için onlara ödenen ücretlerle hiç bir dava dosyasını incelenmeden saçma kararlar verirmiş. Bu durumu kendi lehine kullanan Kleon sayesinde etraf bu tipte yargıçlar ve sırf para kazanılması için yalan yanlış açılan davarlarla dolup taşmış.


İşte Eşek Arıları oyunu bu durumu hem hicveden hemde ironik bir şekilde bunu eleştiren bir oyun olarak oldukça kıymetlidir.


Kısaca oyundan bahsetmek gerekirse; Biraz önce dediğim gibi ev sahibi Bdelycleon jürilik mesleğine bağımlı olmuş babası Philocleon ‘u evden dışarı çıkarmayarak yaptığı bu saçma ise engel olmaya çalışır. Gelin görün Philocleon’un bu yozlaşmış adalet sitemine bağımlılığı o kadar çoktur ki, evden kaçmak için her türlü çabayı göstermekten kaçınmaz. Fare gibi delikler arar, duman olur bacadan çıkmaya, eşek olur kaçmaya çalışır. Fakat hepsi nafile bir çabadır. Her seferinde yakayı ele verir. Kisa süre sonra aralarına katılmayan arkadaşları Philocleon’un evine baskına giden diğer yaşlı jüri üyeleri (ki, bunlar Aristophanes tarafından Eşek Arıları olarak isimlendirilir. Bunun da sebebi o dönem Atina'da yalan yanlış aldıkları adli kararları balmumumdan yapılmış tabletlere sivri uçlu bir kalemle kazımalarıdır), Philocleon'u kurtarmak için önce sözel zorbalıkla sonra fiziksel şiddetle ev ahalisine bastırırlar.


Neden sonra oğlu Bdelycleon, hem kalabalık güruhu sakinleştirmek, hemde babası Philocleon’un İnatçılığını törpülemek için evde bir mahkeme kurmayı ve yargıcın da babası olmasını teklif eder. Alınan bu karar taraflarca uygun görülür ve evin salonu bir mahkeme salonuna dönüştürülür. İlk dava evin iki köpeği arasında yaşanan sürtüşmedir. Buna göre suçlanan köpek mutfaktan koca bir peynir parçasını çalıp yemiş ve diğer köpeğe küçücük bir parça dahi vermemiştir. Aristophanes oyunun bu kısmında suçu işleyen çaldığı veya elde ettiği kazancın bir kısmını diğerleri ile paylaşırsa ortada ne böyle bir davanın ne de suçlanacak bir sanığın olmayacağını idda eder gibidir.


Sözde yargıç Philocleon daha önceki davalarda olduğu gibi bu davanında haklı ya da haksız tarafıyla ilgilenmez. Önüne gelen hangi dosya olursa olsun sanık konumundaki kişinin cezası baştan bellidir. Bu nedenle sanık kürsüsünde bulunan köpeği savunan avukat yani Philocleon oğlu Bdelycleon, köpeğin işlediği suçtan sadece bir müddet bir incir ağacına bağlı olarak kalması sonrada serbest bırakılmasını talep eder. Suçlanan bu köpeğin evin en iyi korucusu olduğunu, sahiplerine karşı sadık olduğunu, evi girebilecek hırsızlardan yaşanabilecek olumsuz durumlardan tek başına koruduğunu söylerek hem jüriyi hemde babası Philocleon’u etkilemeyi başarır.


Philocleon daha önce böyle bir karar vermediği için önce itiraz etmek ister. Zira bu bir nevi suçluyu beraat ettirmekle aynı şeydir. Fakat yine sanık avukatı Bdelycleon, yaptığı savunma ile yargıcın kararını değiştirir. Bu arada mahkeme yani evin salonunda olan diğer Eşek Arıları da, verilen bu kararın daha uygun olduğunu ifade etmeye başlar. Philocleon bu karardan memnun değildir ve kendisi için yargıçlık görevinin sonlanması gerektiğini kabul eder. Oğlu, endişe etmemesi gerektiğini, bundan sonra çok daha iyi, güzel ve huzurlu yaşayacağının garantisini vererek babasının bağımlı olduğu bu saçma yargı işinin sonunu getirir.


Bdelycleon her ne kadar babası Philocleon’un yargıçlık işini sona erdirme de o yinede üzerinde taşıdığı asayı ve sırtındaki pelerini çıkarmak istemez. Zorla kıyafetlerini değiştiren Bdelycleon, babasını akşam yemeği için dışarıya çıkarır. Bu yemek müzik eşliğinde etrafta bir sürü ileri gelenin olduğu bir yerdir. Philocleon böylesi lüks ve şatafatlı yerlere alışık değildir. Bu sebeple içkisini fazla kaçırır ve saçma sapan konuşmalar yapar. Mekanda bulunan ve koluna taktığı genç bir kızla oradan ayrılır. Bir süre sonra oğlu Bdelycleon, babasını bularak onu azarlayıp kaçırdığı kızı elinden kurtarmaya çalışırken yere düşer. Aynı esnada oradan geçmekte olan iki kişi Philocleon ‘un onlara saldırdığını iddia ederek üzerine yürürler. Bdelycleon babasını eve çekerek onlardan kurtarır. Bdelycleon, tüm sorunları başına açan kişinin babası olduğunu bildiği halde yinede onu sevdiği için kurtarmayı seçer. Burada Aristophanes yaşlı ve sabit görüşlü insanların alışkanlıklarına ne kadar çok bağlı oldukları vurgusunu yapar.


Daha sonra Philocleon dans etme aşkına tutulur. Yeni uğraşlar, yeni hobiler edinmeye çalışsada bir türlü bunları gerektiği gibi yapamaz. Zira onun bağımlı olduğu herkesin potansiyel suçlu olarak kabul edildiği kavgacı bir yapıya olan tutkusu normal ve sağlıklı ilişkiler kurmasını engeller. Girdiği her ortamda kavga çıkarır, anlaşmazlıklar yaşar. O hep düşük profilli ve eğitimsiz olmasının bedelini hır gür çıkararak bastırmaya çalışır.


Ne demiştik bölümün başında; “Öğütleri eskimiş, işe yaramayan birinin yapacağı tek bir şey kalır, miadı geçmiş o öğütleri hiçe indirgeyen kişileri zorbalamak…”


Aristophanes bu oyunla özellikle Atina'daki mahkeme sisteminin yozlaşmasını, halkın kolay manipüle edilebilir hale gelmesini ve özellikle dönemin popülist lideri Kleon’a yönelik bir eleştiriyi gözler önüne serer. Yaşlı yurttaşların demokrasi kisvesi altında nasıl bir intikam makinesine dönüştüğünü, yargının bir bağımlılık haline geldiğini hicveder.

Ayrıca kuşak çatışması, bireyin değişime direnci, alışkanlıkların tutsaklığı ve yozlaşmış kamu sistemleri de oyunun temel temaları arasındadır.Aristophanes burada sadece bir politik taşlama değil, aynı zamanda insan doğasına dair trajikomik bir gözlem sunar.


Ve geldik bir bölümü daha sonuna, başka bir Akıl Fikir Gezegeni bölümünde görüşüne dek, Sağlıcakla kalın 🤗

Comments


bottom of page