top of page

Karanlığın İktidarı: “Bilinmesincilik” Obskürantizm Nedir?


Bilgi güçtür" derler ama ya bu gücü elinde tutanlar, onu paylaşmak yerine saklamayı ya da onu karmaşık bir hale sokarak gölgede kalmasını tercih ederse? İşte tam da bu noktada obskürantizm devreye girer…


İyide nedir bu obskürantizm?


Tarih boyunca bilgiyi elinde tutan güçler, bunu yalnızca belirli çevrelerle paylaşmış, halktan uzak tutmayı amaçlamış, bu bilgileri, çoğunlukla inisiyasyon adı verilen gizli öğreti yöntemleriyle aktarmak için çabalamıştır. Amaçı ise, bilgiyi yalnızca seçilmiş kişilere sunarak, onları belirli hedeflere yönlendirmek ve belli mevkilere getirerek istediklerini elde etmektir. İnisiyasyon süreci biraz karmaşıktır, zira sıradan insanların erişemeyeceği karmaşık semboller, ritüeller ve kodlar kullanılarak bu bilgiler belli zümrelerin kontrolü dahilinde saklanmış ve onların istek ve ihtiyaçları dahilinde kullanılmıştır.


İnisiyasyon, bilgiyi elinde tutanların gücünü artırırken, halk üzerinde bir kontrol mekanizması oluşturmuştur. Tapınaklardan mabetlere, gizli cemiyetlerden dinî tarikatlara kadar birçok topluluk bu yönteme başvurmuş ve bilginin genele yayılmasını her daim engellemiştir. Antik Mısır’dan Orta Çağ Avrupa’sına, Uzak Doğu’nun mistik öğretilerinden modern dönemin gizemli topluluklarına kadar inisiyasyon, tarihi şekillendiren önemli bir unsur olmuştur.


Gizli bilginin elit gruplarca çıkar odaklı kullanımı yüzünden binlerce yıl insanlık katı, dogmatik ve saçma inanışlara maruz kalmış, yıllarca hep aynı şeyleri bilen farklı bilgileri öğrenemeyen yani kendinden gizlenen kitleler bir sonraki kuşaklara da maalesef kültürel etkilerini bırakmıştır. Günümüzde sırf bu sebeple neden yapıldığı bilinmeyen pek çok davranışın veya ritüelin olduğunu biliyor ama onları yapmaktan da geri durmuyoruz. Zaten batıl yani bir nevi saçma inanların bu kadar çok olmasının da başka bir açıkması yoktur sanırım.


Gelelim konu başlığımıza; Bilmesincilik adıyla dilimize çevirilen Obskurantizm, -obscure yani Fransızca -belirsiz -karanlık anlamına gelen sözcükten türetilmiştir. Özelikle siyasi, dini ve otoriter grupların yönettiği ya da yönlendirdiği insanların bilgiden ve bu bilye bağlı öğrenme ile yeni bilgiler sentezleyebilmesinin engellemesi durumudur.


Bilindiği gibi bilgi en büyük güçtür. Doğru bilgiye ulaşımın engellenmesi bir yana mevcut bilgiye yalan yanlış konular eklenerek ilgili konuların doğruluğu konusunda insanların şüpheye düşürülmesi amaçlanmıştır.


Obskürantizmi şu iki ana başlıkla ele alabiliriz.


1. Doğru bilginin yayılmasını engellemek, bilgi edinme hakkını ve yollarını kısıtlamak, kitlenin entellektüel gelişimini durma noktasına getirmek.

2. Açıklamaları veya doğru bilgiye dair metinleri tahrif ederek onları anlaşılmaz hale getirip insanların hakiki bilgiye erişimini mümkün mertebe zorlaştırmak.


Bu konuda tarihin tozlu sayfalarına bakacak olursak; 2. Dünya Savaşı öncesi Nazi Almanyası ve Sovyet Rusyası örnek olarak gösterilebilir. Obskürantizm ‘in siyasi ve ideolojik bağlamda kullanılmasına verilebilecek bu iki örnek ile dönemin muhalifleri susturulmuş, halkın bu kişileri yalancı, hırsız ve sözüne güvenilmez kişiler olarak görmesi sağlanmıştır. Yine aynı dönem pek çok kitap yakılmış, bir çok tarihi belge imha edilerek ilgili despot yöneticilerin kendi totaliter tarihlerini yaratmak için büyük bir mücadeleye girdikleri de görülmüştür. Yine bu bağlamda çeşitli medya kuruluşlarının doğru haber yayma hakları engellenip, pek çok yayını sansürlenerek halkın haber alma hakları da engellenmeye çalışılmıştır.


Yine Eski Mısır da Sümerlerde okuma yazma belirli insanların tekelinde bırakılmış, gerek Hristiyan gerekse İslam coğrafyasında dini kitaplar sadece belirli dillerde okunup yorumlanmıştır. Yine bu işi yapan rahipler, hocalar da kendi aralarında bilgiyi çevirip halka ulaşmasını ya da şöyle söylesek daha doğru olur, kendi istedikleri bilgiyi taraflı bir şekilde sunmuşlardır.


Bilgiyi saklama, onu kendi çıkarı için kullanma, doğru bilgiyi saptırıp saçma safsatalarla doldurma işi de diyebileceğimiz Obskürantizm, aynı zamanda çoğunluğun iradesini yok sayarak onları istedikleri gibi yönlendirmeyi amaçlayan, karanlık bir manipülasyon tekniğidir.


Peki Bilmesincilik denilen bu kavrama karşı nasıl mücadele edilir?


İlk olarak insanların eğitimlerine önem vermesi ve nitelikli bir okur yazar olması elzem bir konudur. Bilginin eşit ve özgür bir şekilde dolaşımının kolaylaştığı günümüzde erişim çokta zor değildir. Internet ve bi’dünya içerik sayesinde bilmediğimiz bir sürü konu hakkında okuma, dinleme, izleme gerçekleştirebiliriz. Fakat bu konuda şuna azami derecede dikkat etmenizi öneririm. Obskürantizm ‘in etkisi internetin devasa içeriklerine de ulaşmış durumda. Zira onca bilginin arasında yalan yanlış tohumları ekilerek kafaların karışması sağlanabiliyor. Bunu için her neyi öğreniyorsanız onun da mutlaka sağlamasını yapmanızı öneririm. Yani başka kaynaklardan da okuyup, görerek sentez bilgiye ulaşmanızı…


Bunu yanında eleştirel düşünmenin, sorgulama işlevselliğinin de gelişmesi gerekir. Birey kendine sunulan yalanlara veya manipülasyonlara dair yine biricik kendini analitik düşünerek ve yeni bilgiler öğrenerek karşı koyabilir.


Tarih boyunca ve maalesef günümüzde de obskürantizm denilen bu ilkel ve yoz kavram iktidarların, totaliter rejimlerin, sözde elit zümrelerin çıkarlarına hizmet etmek için başvurulan bir yöntem olarak kullanılmaktadır.


Ne demişti Cemil Meriç; “Kitaptan değil kitapsızlıktan korkulması gerekir.”


Başka bir bölümde görüşmek üzere, sağlıcakla kalın 🤗

Comments


bottom of page