top of page

#Blumfelt: Geçkin bir Bekar

  • Yazarın fotoğrafı: Öykü Yavuz
    Öykü Yavuz
  • 12 Mar
  • 1 dakikada okunur

Franz Kafka

#Kafka okurken, kahramanlarının çelişkilerle dolu hayatlar sürdüğünü bilmek gerekir. Onun yazdığı her metinde bu çelişkileri görmek mümkündür. Neredeyse tüm eserlerinde Kafka'nın bizzat kendisini yansıttığını hissederiz. Blumfeld: Geçkin Bir Bekar hikayesi de aynı varoluş sancılarının, yabancılaşmanın, yalnızlığın ve kontrol edilmeye direnen bir kontrol saplantısının başka bir anlatımıdır. Kafka’nın karakterleri yalnızca kendileriyle değil, toplumla ve o toplumun sistemsel işleyişiyle de sürekli bir çatışma içindedir. Bu yüzden Blumfeld’in de benzer bir karakter olması şaşırtıcı değildir.


#Blumfeld, Herman Melville’in Katip #Bartleby karakteriyle benzer bir izole ruh haline sahiptir. Bartleby "yapmamayı" tercih ederken, Blumfeld "yaparak" var olur. Ancak ikisi de değişime direnen, kendi tercihlerine sıkı sıkıya bağlı karakterlerdir.


Kısaca hikayeye bakacak olursak:

Blumfeld, yalnız yaşayan, düzenine bağlı, yaşlandıkça yalnızlığını daha da pekiştiren bir bekardır. Bir gün evine döndüğünde odasında kendi kendine hareket eden iki küçük top bulur. Bu toplar, onun günlük rutinine beklenmedik bir müdahale olarak hayatına girer ve onu sürekli takip eder. Blumfeld, toplardan kurtulmaya çalışırken, yalnızlık ve aidiyetsizlik gibi derin duygularla yüzleşir. Sonunda topları bir çocuğa vererek onlardan kurtulmaya çalışır, ancak bu eylem bile ona tam anlamıyla huzur getirmez. #Kafka, adeta bu hikaye ile bireyin yalnızlık ve toplum arasında sıkışmışlığını, varoluşsal çatışmalarını ve kontrol edilemeyen şeylere duyduğu kaygıyı yine aynı çelişkiler içinde yeniden anlatır gibidir.



Son Yazılar

Hepsini Gör
Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım/Haldun Taner

Ben: 399 numaralı hasta Teşhis: Plak kompleksi Marka: Sahibinin Sesi Bir iğne görmez miyim, fırıl fırıl dönerim… Saf ve her söylenene inanan Vicdani ile, sinsi ve kurnaz çocukluk arkadaşı Efruz üzerin

 
 
 
Vatan Kurtaran Şaban

Türk tiyatrosu ve kabare geleneği denildiğinde akla gelen ilk isimlerden biri kuşkusuz Haldun Taner’dir. 1960 yılında kaleme aldığı ve efsanevi Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nun ilk oyunu olan “Vatan Kurt

 
 
 

Yorumlar


bottom of page