top of page

Soğuk Ter/Vertigo

  • Yazarın fotoğrafı: Öykü Yavuz
    Öykü Yavuz
  • 3 Ağu
  • 1 dakikada okunur
ree

Soğuk Ter, tıpkı Shakespeare’in Othellosu gibi, farkında olmadan merkezine çekildiği bir oyunun baş aktörü ve asıl kurbanı olan Flavières’in trajik hikâyesini anlatır. Bir zamanlar polis memuru olan, sonrasında avukatlığa yönelen Flavières, eski dostu Gevigne’in ricası üzerine, Gevigne’in karısı Madeleine’i takip etmeye başlar. Madeleine’in ruh hali inişlidir, davranışları tuhaf ve esrarengizdir. Başlangıçta yalnızca bir gözetleme görevi gibi görünen bu iş, zamanla Flavières’in iç dünyasında bir saplantıya, tutkulu bir aşka ve derin bir psikolojik çıkmaza dönüşür.


Flavières, Madeleine’e giderek daha çok bağlanır. Onunla birlikte çıktıkları bir gezintide, bir kilisenin yüksek kulesine tırmanırlar. Ancak Madeleine, kendini kuleden boşluğa bırakarak hayatına son verir. Flavières, daha önce bir intihar girişiminde bulunmuş olan Madeleine’i o zaman kurtarmışken, bu kez engel olamaz. Bu olay, onun zihninde kapanmaz bir yara olarak kalır. Zaman geçer, Gevigne de birkaç yıl sonra ölür. Ama Flavières için Madeleine'in ölümü zamanla silinmez; aksine, geçmiş bir tür hayalete dönüşerek onun hayatını esir alır.


Yıllar sonra, bir akşam, bir barda otururken Madeleine’e neredeyse tıpatıp benzeyen bir kadınla karşılaşır. Bu karşılaşma, geçmişin gömülmemiş sırlarını açığa çıkaracak ve olayların göründüğü kadar basit olmadığını ortaya koyacaktır.


Boileau-Narcejac ikilisinin kaleme aldığı bu psikolojik gerilim romanı, sinema tarihinin kült yapıtlarından biri olan Vertigoya (Türkçeye Ölüm Korkusu olarak çevrilmiştir) ilham vermiştir. Alfred Hitchcock’un beyaz perdeye aktardığı film, romanın temel çatısını korusa da hikâyeyi farklı bir zaman ve mekâna taşır. Kitapta olaylar, II. Dünya Savaşı’nın gölgesinde, Nazi Almanyası'nın Fransa'yı işgal ettiği karanlık günlerde geçerken; film versiyonunda Amerika’da, daha zamansız ve politikadan uzak bir atmosferde şekillenir. Bu değişiklik, yalnızca mekânı değil, anlatının tonunu da dönüştürür.

Son Yazılar

Hepsini Gör
Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım/Haldun Taner

Ben: 399 numaralı hasta Teşhis: Plak kompleksi Marka: Sahibinin Sesi Bir iğne görmez miyim, fırıl fırıl dönerim… Saf ve her söylenene inanan Vicdani ile, sinsi ve kurnaz çocukluk arkadaşı Efruz üzerin

 
 
 
Vatan Kurtaran Şaban

Türk tiyatrosu ve kabare geleneği denildiğinde akla gelen ilk isimlerden biri kuşkusuz Haldun Taner’dir. 1960 yılında kaleme aldığı ve efsanevi Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nun ilk oyunu olan “Vatan Kurt

 
 
 

Yorumlar


bottom of page