top of page

Hayattan Sayfalar

  • Yazarın fotoğrafı: Öykü Yavuz
    Öykü Yavuz
  • 7 Haz
  • 2 dakikada okunur

Hayatan Sayfalar kısa ama Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın kaleminden damlayan zekâ dolu bir anlatımla yazılmış, hem güldüren hem de düşündüren çarpıcı bir hikâyedir. Eser, yoksulluk, sefalet, insanların birbirini kazanç kapısı olarak görmesi ya da horlaması, hayatta kalma çabası, varoluş ve ölüm gibi ağır temaları işleyen; bu yönüyle hem sosyolojik hem de felsefi derinlik taşıyan bir metindir.


Hikâyenin arka planında, İstanbul’un dar sokaklarında kurulmuş, fakir, çoğunlukla dilencilerin ve çingenelerin yaşadığı bir mahalle yer alır. Burada, içine eski ve köhne kapılardan girilen bir geçidi andıran mezarlık, mekânsal olarak olduğu kadar simgesel anlamda da önemlidir. Bu mezarlıkta, mevtaların yakınlarından para koparmaya çalışan; çoğu zaman ahlaksız, yalancı ve manipülatif insanların dünyası resmedilir.


Bu yozlaşmış çevrenin merkezinde yer alan karakter ise, bir zamanların yosması olan yaşlı kadın Hacer’dir. Hacer, bir yandan mezarlıkta dilencilik yaparken, diğer yandan 17 yaşındaki kızı Hürmüz’ü zengin bir “yağlı kapıya” yamamanın peşindedir. Ancak kızı gayrimeşru bir ilişki sonucu hamile kalınca bu planı suya düşer. Yine de Hacer pes etmez; kurnazlığı ve alışkanlık hâline gelmiş vicdansızlığıyla yeni planlar yaparak umutlarını canlı tutmayı başarır.


Gürpınar’ın kaleminde bu mahalle ve çevresi, sadece fiziksel bir yoksulluğun değil, ahlaki çöküşün de aynasıdır. Hikâyede yer alan karakterlerin büyük çoğunluğu, Hacer kadar olmasa da, ahlaki anlamda çözülmüş bireylerdir. Gürpınar adeta, "insan nasıl bu kadar kolay yozlaşabilir?" sorusunun cevabını gözler önüne sermek ister. Diğer yandan ölen zengin ve fakir insanlar arasında mezarlıkta hiçbir fark kalmadığını göstererek, hayatın yalanla, çıkarla, soysuzlukla yaşanmaması gerektiğine işaret eder. Çünkü günün sonunda herkes aynı havasız, penceresiz çukura girecektir.


Hacer, başta kızının hamileliğini kimseler duymadan sonlandırmak istese de bunu başaramaz. Bu sırada, mahallede saçını sakalını boyayıp genç görünmeye çalışan ve Hürmüz’den hoşlanan Manav Veli’yi de tavlamaya çalışır. Kızını evde saklayan Hacer, zamanı geldiğinde onun çocuğunu dünyaya getirmesine yardım eder. Fakat hikâyenin asıl dehşet verici kırılma noktası, doğumdan hemen sonra gerçekleşir.


Doğar doğmaz ağlamaya başlayan bebeğin ağzını, Hacer, kanlı bir mendille tıkar. Nefessiz kalan bebek, daha dünyaya alışamadan can verir. Hacer, böylece hem başkalarının ölülerinden hem de kendi torununun ölüsünden çıkar sağlamaya devam eder. Bu korkunç cinayetle hikâye, insanın ne denli vahşileşebileceğini, vicdanını nasıl susturabileceğini çarpıcı bir şekilde gözler önüne serer.


Hayattan Sayfalar, sadece bir bireyin değil, bir çevrenin çürümesini anlatır. Hacer’in kişiliğinde vücut bulan bu karanlık dünya, Gürpınar’ın hiciv yüklü diliyle hem güldürür hem de insanın içini ürpertir.


Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın eserlerini okurken yalnızca bir dönemin panoramasını görmezsiniz; aynı zamanda insan doğasının zamanla ne kadar az değiştiğini ve çıkarlar uğruna neler yapabileceğini de açıkça fark edersiniz. Gürpınar, kendi toplumunda yaşayan bireyleri özellikle sosyolojik açıdan derinlemesine çözümlemiş, gözlem gücüyle edebiyatımızda ayrıcalıklı bir yere sahip olmuştur. Her kitabı; tarihimize, kolektif bilincimize ve kültürel çeşitliliğimize dair çok katmanlı bilgilerle doludur.


Kesinlikle okuyun, pişman olmayacaksınız.

Comments


bottom of page