top of page

Yakarıcılar

Bölüm Konuğu: Euripides

Euripides, kayıpları ve bu kayıpların beraberinde getirdiği çaresizligi ustalıkla kaleme aldığı bir oyunla karşımıza çıkar. “Yakarıcılar”


Argos'lular, kendileri için hayatı önemi olan bir kehaneti görmezden gelerek hırslarına yenik düşüp Thebai'ye savaş açarlar. (Küçük bir hatırlatma: Thebai, Oidipus tragedyasının yaşandığı krallık) Ancak Argos'lu savaşçılar bu savaşta ağır bir yenilgi alır. Thebai kralı ise savaşta ölen yedi önemli Argoslu savaşçının cesetlerini teslim etmeyi reddeder. Bu durum karşısında oğullarının yasını tutan Argos kadınları, Atinalı Theseus'tan yardım isterler. Theseus, önce isteksiz olsa da annesi Ethra ‘nın ısrarı üzerine harekete geçer.


Barısçıl bir yöntemle Thebai'ye giderek ölen askerlerin cesetlerini talep eder. Ancak kral Kreon, bu isteği reddeder ve Theseus, ona gözdağı verir. Sonunda bir savaş gerçekleşir ve Theseus, zafer kazanarak askerlerin cesetlerini geri alır. Bu cesetlerin külleri Argos'lu annelere teslim edilir.Yakma töreninde, Argos'lu savasçılardan biri olan Kapaneus'un eşi Euadne, uzun süredir aklını yitirmiş halde törene katılır. Kocasının ölümünden beri dengesizdir ve törende kendini ateşe atarak intihar eder. Bu trajik olay, törende bulunan herkesi sarsar. Sonunda Argos'lular, oğullarının külleriyle teselli bulur ve Atina halkına şükranlarını sunarak oradan ayrılırlar. Oyunun sonunda,Atina'nın koruyucu tanrısı Athena sahneye çıkar ve Argos'lular hakkında kehanetlerde bulunarak oyunu sonlandırır.

Oyunda savaşın hangi tarafından olursanız olun onurlu bir durum olan ölülerin gömülme hakkı savunulmuş ve bunun kadim bir uygulama olması gerektiği vurgulanmıştır. Yine bu tregedya öngörüsüz girişilen işlerde hırsın ve ihtirasın peşinden gidildiğinde sonunun pekte hoş olmadığını vurgular.


Daha önce kanalda yine Euripides’in yazdığı tragedyalardan ikisi Medea ve Troyalı Kadınlar oylunarında yararlanıp yazdığım “Truvalı Kadınlar” isimli bir bölüm daha yayınlamıştım. Oynatma listesine girerek ***Daha Fazla Mitoloji*** kısmından ulaşabilirsiniz.


Bana soracak olursanız Yunan tragedyalarını okumanız için çok fazla sebep var.


Mesela bu oyun için bir kaç alıntı paylaşmak isterim.


Kötülük yapmaya devam eden insnalara dair; “*Bir tanrı yardım edince, kötüler, daima mutlu olacaklarını sanarak sorumsuz davranırlar.”*


Baskı ile yöneten tiranlığa dair; “*Bir şehir için tirandan daha düşmanca bir şey yoktur, orada her şeyden önce ortak yasalar bulunmaz, yönetimi eline geçiren, yasayı da kendine göre tutar. Bu ise hiç adil değil. Yasalar yazılı olduğunda, yoksulun da zenginin de eşit hakka sahip olması, daha güçsüzlerin, kötü bir söz ettiğinde zengin birine bunları söylemesini sağlar. Haklar varsa, zayıf olan, güçlüyü de yener. Özgürlük budur: "Kim şehre yararlı bir çözümü ortaya koymayı ister?" Bu şeyleri söyleyen mi yücedir, yoksa susmayı isteyen mi?”*


Hangi din, ırk, ulusa ait olursa olsun ölümün kutsallığına dair; “*Şimdi izin verin, ölülerin Üzerleri toprakla örtülsün, her elementin ışığa çıktığı yerde ayrışma başlar, ruh havaya, beden toprağa. Çünkü yaşam sürmek dışında, biz bu bedene sahip değiliz, besledikten sonra geri alınması gerekir.”*


Euripides ‘in tragedyalarını okurken daha çok insana, hayata, erdeme, savaşın yıkıcılığına, bu savaşlardan en çok etkilenen kadınlara, çocuklara dair pek çok dramatik olayı okuyabilirsiniz. Ahlak, etik, insan doğası adına çok şey ögrenebileceğiniz bir yazar olan Euripides oyunlarının farklı okumalarla daha da farklı bakış acıları geliştirebilme olanağı hep vardır. Ki salt insanın anlatıldığı yerde her bir bireyin ayrı ayrı yaşadıkları, hissettiği duyguları ve görüp duyduğu olayların algısı da farklı farklıdır.


Başka bir bölümde görüşmek üzere, sağlıcakla kalın🤗

Commenti


bottom of page