top of page

Othello ve Kıskançlık

Merhabalar, Umarım “Neden mi Shakespeare okumalıyız?” Serisi ilginizi çekmiştir. Zira son dönemlerde Shakespeare ve yazdığı müthiş oyunlarından başka ne bir yazara ne de başka bir kitaba bakar oldum. Öyle kıymetli cümleler okudum ki eserlerinde, inanın zamanım olsa hepsini tekrar tekrar bir kez daha okumak isterim. Neyse, şimdilik bu kadar Shakespeare övgüsü yeter. Gelelim serinin yedinci bölümüne… Yalnız bu bölüme geçmeden kısacık bir ön bilgiyle başlamak istiyorum bu sefer…


Aranızda Othello Sendromunun ne olduğunu bilenler vardır mutlaka, ya da duymuş olanlar ama ben yinede Podcastini yeni açanlar ve bu sendromu henüz yeni duymuş olanlar için kısaca açıklamaya çalışayım.


“Othello sendromu, kişinin partnerinin sadakatine dair aşırı şüphe duyması ve bu şüphe nedeniyle kıskançlık, kontrol etme davranışları gibi sorunlar yaşamasını ifade eden bir terimdir. Bu durum, güven eksikliği, düşük özsaygı ve ilişkide iletişim ve anlayış güçlükleri ile bağlantılıdır. Othello sendromu adını, birazdan anlatmaya çalışacağım William Shakespeare'in en önemli tragedyalarından biri olan Othello oyunundaki yine aynı ismli karakterinden alır, çünkü Othello karakteri de benzer duygusal karmaşalarla mücadele ederek hem yaşadığı ilişkiyi hemde kendi yaşantısını sabote etmek suretiyle rezili rüsva eden bir kişidir.


Bu kısa bilgeselden sonra hazırsanız, “Açılsın perde ve hayat gibi devam eden şu oyunu da bir anlatalım bakalım, kim kimmiş, ne nedenmiş, nasıllar bir yere, nedenler bir çözüme ulaşacak mıymış anlatalım da görelim bakalım… anlatalım da, belki bir ders alır öyle devam ederiz gerçek sandığımız şu garip hayat oyununa…


Bu bölümde de yine William Shakespeare'in unutulmaz eserlerinden biri olan "Othello'yu" anlatmaya çalışacağım siz değerli dinleyicilere. İnsan psikolojisinin derinliklerine inen ve kıskançlık, güven, ihanet gibi evrensel temaları işleyen bu tragedya, oyunun baş karakteri Othello'nun içsel çatışmalarını ve kıskançlık duygusunun yıkıcı etkilerini anlatarak okuyucuyu ve izleyiciyi derinnn düşüncelere sevk eder. Oyun, aşkın karanlık yönleriyle, entrikalarla örülü bir hikayeye sahiptir. Bu anlamda haddim olmayarak Shakespeare, Othello tragedyasıyla bir kez daha övgüyü hakediyor.


Ve işte perde açılıyorrr….


Oyunumuz Venedik’te bir gece vakti iki kişinin büyük bir duvar dibinde kendi aralarında konuşmasıyla başlar. İsimlerinin Roderigo ve Iago olduğunu öğrendiğimiz bu iki kişi de askerdir. Aralarında konuştukları konu ise esmer tenli bir adam olan Komutan Othello'nun güzeller güzeli Destemona'yı kaçırdığının çekiştirilmesidir. Roderigo, Destemona'ya aşık olan ama soyu ve statüsü yüzünden reddedilen bir askerdir. Iago ise gözü emir subaylığında olan ama Othello'nun Sancaktarlıĝından başka bir göreve getirilrmeyen çavuşu… Ve maalesef uzun bir sürede orada kalacak gibi gözüküyor. Fakat Iago o kadar yalancı, o kadar düzenbaz, hilebaz, hokkabaz, yaramaz, laftan anlamaz, bir kişidir ki, gerçekte ona bir kişi demek bile yanlış olacaktır. O, o kadar çok sayıda kötü benliği bir tek bedende saklayabilen toksik bir karakterdir. Lâkin ilginç olan nerdeyse oyundaki diğer tüm karakterler sanki ağız birliği yapmış gibi Iago'nun ne kadar dürüst ve güvenilir bir adam olduğunu söyleyip dururlar. Hem de oyunun sonuna kadar devam eder bu inanışları. Zaten Iago da oyunun başında şöyle der;


“Tanrı tanığımdır, ne sevgimden yaparım bu işleri, ne de görev diye, Öyle görünüp çıkarıma bakarım sadece; Yoksa düşündüklerim, niyetlerim görünüşüme, davranışlarıma yansısaydı eğer, Çok geçmez herkesin diline düşer, kargalar gagaIardı beni, Çünkü göründüğüm gibi değilim ben.”


Genç, yakışıklı, kültürlü, nezaket kurallarını bilen, nerede ne söyleyeceğine dikkat eden yani anlayacağınız Iago'nun tam tersi bir adam olan Cassio ise Iago’nun istediği emir eri görevine getirilince Iago’nun kıskançlık güdüleri de harekete geçmeye başlar. Zira onu bu göreve layık görmeyen Othello da en az Cassio kadar suçlu ve cezasını çekmesi gereken bir kişidir.


Oyun boyunca siyahi olduğu halde Mağripli olarak geçen Othello, aslında Afrika’lı bir göçmendir. Fakat savaşlarda gösterdiği üstün cesaretleri ve askeri dehası onun Venediklilerce el üstünde tutulmasına neden olmuş ve yüksek rütbeler alarak ileri gelenlerce sevilip sayılmasını sağlamıştır. Dönemin dilinde siyahi, zenci gibi kelimeler olmadığı için Shakespeare ona daha çok Araplar için kullanılan Mağripli demeyi daha uygun bulmuş ve oyun boyunca adeta gerçek ismi gibi kullanmıştır.


Roderigo ve Iago aslında gecenin geç saatlerinde önünde konuştukları evi bilerek seçmişlerdir. Çünkü bu evde güzeller güzeli, melekleri bile kıskandıracak sesi ve teniyle Othello'nun alıp kaçırdığı Desdemona dan başkası oturmamaktadır. Peki gecenin bu saatinde Destemona orada bulunmakta mıdır? Elbette bu sorunun cevabı en ayanından hayırdır ve hem Roderigo, hem de Iago bunu biliyordur. Zaten amaçta yüksek sesle ortalığı velveleye verip Destemona'nın babası Brabantio'yu uyandırıp onu iyice Othello'ya karşı kışkırtmak istemeleridir. Nitekim emellerine ulaşırlar.


O sırada Venedik Dükü ve diğer yöneticiler acil bir toplantı için Othello'yu da çağırarak Kıbrıs adası hakkında konuşmak ister. Çünkü Osmanlı Donanması'nın Kıbrıs'a doğru yola çıkma hazırlığı olduğu duyumu alınmış ve onlarında biran önce gemilerini Kıbrıs'ın limanlarına bağlamaları emredilmiştir. Cesur ve kuvvetli bir komutan olan Othello’ya da gemileri kumanda etme görevi verilecektir. Kızının bir barbar tarafından kaçırıldığı haberi üzerine normalde toplantıya katılması istenen Brabantio, öfkeli bir şekilde salona girer ve Venedik valisine kızının kaçırıldığını, onu kaçıran kişinin tam da bu odada karşısında oturduğunu söyler. Vali, kimmiş bu kendini bilmez adam çıksın ortaya, çıksın ki; suçlu mu suçsuz mu anlayalım?, der. Neden sonra o kişinin Othello olduğunu duyan Vali önce bu duruma çok şaşırır. Ama sonra, Othello'yu dinlediğinde ona hak verir.


Othello; Brabantio'yu tanıdığını, daha önceleri evlerine defalarca girip çıktığını, onun başından geçen destansı maceralarını dinlemeyi çok sevdiğini, ve tabi tüm bu sohbetler esnasında kızı Destemona'nın da yanlarında olduğunu söyleyerek babası gibi kızının da hikayelerinden etkilenerek ona aşık olduğunu ve tabi kendisininde…anlatır.


Venedik'te yaşayan pek çok zengin ve soylu taliplilerini reddeden bu genç kız için, olmaz ama bir de kendi şansını denemek istediğini de ekler sözlerine. En sonunda da onu kaçırdığını ve sonrada evlendiklerini itiraf eder tüm topluluğun önünde.


Olayların bu şekilde geliştiğini kanıtlamak isteyerek, Destemona'nın da kendini destekleyeceĝini söyleyip yanlarına çağırttırır. Barbantio, Othello'nun anlattıĝı her şeyin yalan olduğunu, kızının kendi gibi kara büyülerle kandırıldığını, Othello'nun kara bir şeytandan farksız olduğunu iddia ederken, içeriye Destemona girer ve sözleriyle babasının haksız, Othello'nun ise tümüyle haklı olduğunu bir kez daha ifade eder. Olayların kızı tarafından da desteklendiğini işiten Brabantio, istemese de bu evliliği onaylamak zorunda kalır. Fakat son sözü bu tragedya için bir kehanet niteliğindedir; “Babasını aldatan bir gün kocasını da aldatır.”


Olayların böyle gelişmesi başta aşkına karşılık bulamayan Roderigo'nun tüm hayallerinin yıkılmasına sebep olur. O da intihar etmek istediğini Iago'ya itiraf ederek kendini denize atacağını, bundan sonra yaşamanın ahmaklık olduğunu, dünyadan ve içinde bulunan her şeyden vazgeçtiğini içini çeke çeke ağlarken söylenmeye başlar.


Iago için dedik ya; O iyi bir oyuncu olduğu kadar çok iyide bir söz ustasıdır diye;


“Şimdi iyice saçmaladın. Yirmi sekiz yıldır şu dünyayı seyredi­yorum; kazançla zararı ayırdedebildiğim günden beri, canının değerini bilen daha bir tek kişiye rastlamadım. Bir tavuk uğ­runa kendini öldürmektense. insanlığımdan vazgeçip şebek olu­rum daha iyi.”, diyerek Roderigo'nun düşüncelerinin saçmalığını kendine göstermeye çalışır. Bu düşüncelerden bir türlü kurtulamadıĝını söyleyen Roderigo'ya Iago'nun söyledikleri onun hakkında bize biraz daha bilgi verecek türdendir.


“Bedenimiz bahçemizdir, irademiz de bahçıvanı; ister ısırgan dikersin, ister kekik, ister hıyar yetiştirir, kabak ekersin; bahçeni ya tek bir bitkiye ayırabilirsin ya da bir sürü çiçekle doldurursun; yeter ki sen iste! Bahçenin kısır kalması da elinde, verimli, bakımlı olması da. Bunların hepsini yapmak irademize bakar. Neyse ki, duygularımız mantığımızla denge­lenmiş. Yoksa damarlarımızdaki şu azgınlık, içimizdeki şu şeh­vet düşkünlüğü bize ne oyunlar oynardı. İyi ki mantık denen bir şey var da, kuduran isteklerimizi, bedenimizin iğnelenme­lerini, dizginsiz tutkularımızı bastırabiliyoruz. Senin aşk dediğin şey, işte bu tutkularımızın bir uzantısı, bir sürgünü…”


“Bırak şimdi kendi canına kıymayıda, sen paranı cebine koymaya bak. Desdemona'nın Mağripli'den soğuması uzun sürmez. Unutma! Başlangıcı birdenbire olanın sonu da çabuk gelir. Sen yalnızca kesene para koy!”


Daha sonra Venedik'in ileri gelenlerini bir araya toplayan bu görüşme asıl gündemine dönerek, Kıbrıs adasını ele geçirmek için yola çıkan Osmanlı gemilerinin engellenmesi için bir birlik oluşturulması, başında da Othello'nun olması kararı çıkar. Eşi Destemona'da bu yolculukta kocası Othello'ya eşlik edecektir.


Nihayet yaşanan fırtınalı bir gemi yolculuğundan sonra Kıbrıs'a varılır. Karaya çıkar çıkmaz, ayrı ayrı seyahat eden sevgililer özlemlerini, söyledikleri sevgi sözcükleriyle dile getirerek kalacakları yere gitmek için limandan ayrılırlar. Fakat şunu belirtmem gerekir. Limana önce Cassio'nun sonra Iago ve Destemona'yı getiren geminin, en sonunda da Othello'nun geldiğini bilmemiz gerekir. Çünkü Önce gelenlerin arasında geçen diyaloglar, özelikle Destemona ile Cassio'nun arasında geçen mizahi yönü ağır basan sohbetler Iago'nun ileride haince yapacağı planın da yavaş yavaş oluşmasını sağlayan sahneleri içerir.


Kahramanlarımız deniz yolculuğu sırasında yaşadıkları fırtınadan sağ kurtulması fakat Osmanlı Donanmasının yaşanan bu şiddetli firtinadan etkilenerek bir çok gemisinin batması haberinin yayılması da aynı anda gerçekleşir. Kendilerince böylesi bir mutlu haber aldıklarını sanan Othello ve adamları, bu haberin Kıbrıs halkına kutlanacak bir şenlikle duyurulmasını ister. O gece yiyilir içilir ama Iago için bu şenliğin amacı çok daha farklıdır.


Othello'nun en çok güvendiği yaveri Yüzbaşı Cassio normalde fazla içki içmeyen, mümkün olduğu kadar ondan uzak duran da bir askerdir. Sancaktar Iago daha önceden de nefret ettiği Cassio'yu bir şekilde ikna ederek; “Yahu, bu gece de içmeyeceksen ne zaman içeceksin ki?, diyerek kanına girer ve kendinden emin, sözleriyle örnek bu adamı iyice sarhoş ederek gecenin ilerleyen saatlerinde yine kendinin planladığı bir kavganın baş aktörü olmasına sebep olur. Sarhoş ettiği Cassio’yu sanki bu kavgayı çıkaran en haksız kişi gibi göstererek, Othello'nun karşında da küçük düşmesini sağlar.


Yaşanan bu kargaşanın bizzat kendisini küçük düşürdüğüne sinirlenip oracıkta Cassio’yu görevinden azlederek cezasını verir.


“İtibar! İtibar! İtibarım yokoldu, Iago. Ölümsüz bir ya­nım vardı, o da gitti. Gerisi zaten hayvanlarda da bulunur. İtibarım, Iago, itibarım beş paralık oldu.”


Bir anda itibarını, geleceğini, gururunu yani kısaca her şeyini yitiren Cassio, kendine gelse de iş işten geçmiştir artık. Iago'nun planı saat gibi işlemektedir ve hiç kimse ondan şüphe duymamaktadır.


Cassio'nun böylesi ağlamaklı serzenişlerle kendini aşağıdadığını gören Iago, yine o dürüst, güvenilir maskesini yüzüne takarak, Othello'nun ona haksızlık ettiğini ama gidip onunla konuşursa her şeyin halledileceğini söyler. Cassio, bu utançla komutanının karşısına çıkamayacağını ama böylede yaşayamayacaĝını, sersemin biri, ahmağın önde gideni olduğunu söyleyerek içtiği içkiye ve sarhoşluğu­na lanetler okur.


Iago; “İlahi Cassio, başka herhangi biri de sarhoş olabilir! Bakın ben size ne yapacağınızı söyleyeyim. Şimdi asıl komutan komutanın karısı. Bunu şu açıdan söylüyorum: Çünkü komutanımız şu anda karısının güzelliklerini, iyi niteliklerini incelemeye kendini o kadar çok kaptırmış du­rumdaki. Gözü başka bir şey görmüyor. Siz gidip Desdemona'ya açılın, sizin yeniden görevinize gelmeniz için ondan yardım isteyin. Desdemona öyle cömert. öyle nazik, öyle sevecen bir kadındır ki, kendisinden istenileni yapmamayı kusur sayar kendinde…”


Böylece Iago'nun haince uygulamaya koyduğu ikinci planı da başlamış olur.


Destemona, yardımcısı Emila ile (ki Emilia Iago'nun karısıdır) ikamet ettikleri kalenin bahçesinde gezinirken yanlarına Cassio yaklaşarak, bir gece önce yaşadığı tatsız olaydan sonra kaybettiği rütbesinin geri verilmesi için Destemona'dan yardım talebinde bulunur. O da; ona elinden ne gelirse yapacağını, hatta uzaktan gelen sevgili eşi Othello'yla gelen Iago'yu da görerek hiçbir yere kaybolmamasını, şimdi bizzat onun yanında kocasıyla konuşarak durumu hakkında verdiği kararın geri alınmasını rica edeceğini söyler. Yardımcısı Emilia, kocası Iago'nun Cassio'nun yaşadığı bu durumlara kendisinin başına gelmiş gibi üzüldüğünü söyler. Destemona da; Namuslu adamdır Iago. Kuşkun olmasın Cassio, Yine eskisi ,gibi dost yapacağım efendimle seni.”, diyerek Emila'yı destekler.


Lâkin Cassio hâlâ utanç içinde olduğu için Othello'nun karşısına bu şekilde çıkamacağını bahane ederek gizlice yanlarından ayrılır.


Othello ile Iago genel durum değerlendirmesi yaparak yaklaşmaktadır. Ve bir an Othello, “Şu Destemona'nın yanından gizlice kaçan kişi Cassio değil miydi?, diye sorar Iago'ya. Iago, sanki kendi kendine mırıldanırmış gibi “Demek söylenenler doğruymuş” diyerek Othello'nun aklına şüphe tohumlarını ekmeye başlar yavaş yavaş…


Ona Cassio’nun Destemona’yı daha önce tanıyıp tanımadığını, kendine göre muhtemelen tanıyor olamayacağını anlatıp Othello’nun tepkisini ölçer. O da “Elbette tanıyordu. Zaten aramızda haberleşmeyi sağlayan Cassio’dan başkası değildi”, diyerek bu durumdan rahatsız olmadığını belirtir. Aslına bakarsanız Othello neredeyse hiç kıskançlık hissi olmayan bir adamdır. Fakat Iago her insanın zihnine doğru ve zamanında ekilen şüphe tohumlarının ne kadar etkili olduğunu bilen bir düzenbazdır. Othello, Cassio’nun göründüğü gibi birisi olduğunu, ondan bugüne kadar hiçbir zarar görmediğini söylerek Iago’nun yersiz sohbetini keser ama Iago bu, zerk etmiştir bir kere zehiri Othello'nun damarlarına…


“Göründükleri gibi olmalıdır insanlar, “ der Iago; “Eğer değillerse göründükleri gibi,

İnsan değil, şeytandırlar.” “Netice siz Cassio’nun doğru bir insan olduğundan eminseniz bana laf düşmez”, diyerek imalı bir tavırla konuyu kapatmaya çalışır. Aslında niyeti tam tersi açık bırakmaktır konuyu…Neticede herkesin dürüst bildiği imanını da koruması gerekir.


“Dur bakalım, bir iş var bu işin içinde.

N’olur açıkça konuş benimle,

Aklından geçenleri eksiksiz, düşündüğün gibi söyle. En kötü düşüncelerini, en kötü sözlerinle destekle. “, diyerek Othello Iago’nun bir şeyleri bildiğini ima ettiği oltaya düşer.


Iago; “Düşündüklerimi söyleyeyim, öyle mi?Ya düşündüklerim yalan yanlışsa? Kirli şeyler de girmez mi bazen temiz bir saraya? Yalvarırım efendim! İtiraf edeyim ki, kötülükleri gözetlemek karakterimin bir illetidir bende, Sık sık olmayacak kusurlar bulur kuşkulu mizacım, Bu yüzden yanılmış olabilirim kuşkulandığım şeyde”


Othello, iyice kuşkulanmaya başlamıştır artık… Iago, onun kafasını karıştıracak kelimeleri öyle bir seçer ki, Othello merak ve şüphe duygusunun hızla artığını hisseder sadece…


“Temiz bir ad, efendim, erkek için de kadın için de, Ruhlarının yüreklerine en yakın mücevheridir. Kesemi çalan, paramı çalmış olmuyor mu en nihayetinde.. Benim olan önceki sonra da onun olmuş olmuyor mu? “ Iago’nun kurduğu cümleler Othello’yu iyice kışkırtır. “Tanrı hakkı için ne düşünüyorsan açık açık söyle”, diyerek onu merakta koymaması konusunda ısrar eder.


Iago; “Ah efendim, sakının kıskançlıktan! Kıskançlık, etiyle beslendiği avla oynayan Yeşil gözlü bir canavardır.Eğer aldatılan koca, karısını sevmiyorsa, Boynuzlandığını bilse bile, mutludur bir bakıma, Oysa karısını seven erkek, kuşkularla kıvrandı mı, İşkence olur hayatının her anı.’


Sonra da adeta dua eder gibi; “Ulu Tanrım, soyumdan gelen herkesi, Sen kıskançlıktan esirge! “, diyerek sözde dürüstlüğüne bir de ahlâklı kişi erdem'i yakıştırır.


Iago’nun karakterini (yoksa karaktersizliğini mi desem daha doğru olur bilmem ama) bu oyundaki rolünü daha iyi anlamanızı sağlamış olmalı diye düşünüyorum.


Othello, Iago’yu dinlese de eşine ve yaveri Cassio’ya güveni tam olduğu için inanmak istemez bu sözlere . Zira o gözüyle görmediği hiçbir şeye inanan biri değildir.


“Venedik’te kadınlar, Kocalarına göstermeye cesaret edemedikleri şeytanlıklarını, Tanrı’ya göstermekten utanmazlar. Vicdanlarının en büyük kaygısı, Günah işlememek değil, saklamaktır günahlarını.”, “Sonuçta güzel eşiniz de babasını, sizinle kaçıp evlenerek aldatmadı mı? ” der. Ve sözlerine; Othello'nun da başına böyle şeylerin gelebileceğini ima ederek neden sonra çok ileri gittiğini düşünerek bağışlanmasını ama yinede bu söyledilerini efendisine olan itaatin bir kusuru saymasını ister. Othello, her ne kadar karısı Destemona’ya deliler gibi aşık olsa da içine bir kurt düşmeye başlamıştır artık…


Durduk yere aklına nifak sokulan Othello ise diğerleri ile kendi üzerine kurulan bu kirli kumpastan habersiz içini kemiren düşüncelere daldığı esnada Destemona yanına gelerek Cassio için bir şeyler yapması gerektiğini, yaşanan olayların tatlıya bağlanarak çözülmesini çok istediğini söylediğinde Othello için şüphe etme vaktinin daha hızlı gelmesine, çanların bu kez de Othello için çınlamasına neden olacaktır?


Balık oltaya gelmiş olsa da, çekip çıkarmak için suyu biraz daha bulandırmak gerekir…


Yanından ayrılırken Othello, Iago’ya karısının Destemona’ya gözcülük etmesini isteyerek odasına gitmeye niyetlenir kafasında şu düşünce ile hem de; “Ah, evliliğin laneti! Bu ince yaratıklara bizim diyebiliyoruz da, Sahip değiliz onların doyumsuz isteklerine!”


Ve İşte geldik bu tragedyanın en meşhur aksesuarının ortaya çıktığı ana... Başının ağrıdığını bahane eden Othello’ya karısı, evlenmeden önce onun kendisine hediye ettiği işlemeli bir mendile ağrıyan başını sarmak ister. Fakat mendil çok küçük olduğu için yeterince işe yaramaz. O sıkıntılı ve karmaşık anda Destemona, mendilini bahçeye düşürdüğünü farketmez bile.. Daha sonra Mendili bulan Emilia elinde tutarken kendi kendine; kocası Iago'nun uzun zamandır bu mendili çalıp kendisine getirmesini istediğini ama neden bu kadar ısrar ettiğini de bir türlü anlayamadığını söylenir. Nihayetinde kocasını iyi tanısa da yinede bir götürüp vereyim bakalım neymiş derdi anlarız diyerek mendili cebine koyup hanımının ardından içeriye girer.


Kara Othello şüphe denizinde yüze dursun, Hiçbir şeyden haberi olmayan güzel Destemona kocasını anlamaya uğraşa dursun, eline geçirdiği bu akça pakça ama sonunda da büyük bir trajediye neden olacak mendil bir şekilde Iago'nun eline geçer. E, o da fırsatı kaçırmaz tabi.. Hemen hızlıca Cassio’nun evine giderek bu küçük bez parçasını yatak odasına bırakır. Tüm bu hadiselerden habersiz evine geldiğinde Cassio’nun tek derdi her ne kadar ihraç edildiği görevine geri dönmek olsa da, hayat devam etmekte ve sevgilisi, biraz da adı iyi anılmayan Bianca ile vakit geçirmek için hazırlık yapar. Neden sonra Bianca, birazda kıskançca mendili görür ve kime ait olduğunu sorgular. Cassio ise mendili ilk defa gördüğünü ama işlemesinin çok güzel olduğunu söyleyerek Bianca’ya onun bir örneğini çıkarıp çıkaramayacağını sorar.


İyisi mi biz Cassio ile Bianca'yı biraz yalnız bırakalım. Zira onlar kendilerini ilgilendiren daha özel konulara girmek üzereler.


Othello artık iyiden iyiye kıskançlık krizlerine girmiştir. İago da sürekli yangına körükle giderek ateşin hiç sönmemesini sağlar.


“Bu olanları ispatla bana Iago… Yemin ediyorum artık dayanacak gücüm kalmadı. Nasıl böyle bir şey yaparlar. Üstelik de bana… Ah! Destemona, hain Cassio… “,


Iago, Othello’nun sakin olmasını, kendini kaybetmemesini, ama bu rezilliğin ortaya çıkması için de kendisine güvenmesini, mutlaka efendisine yardım edeceğini söylerek ne kadar dürüst ve güvenilir olduğunu ispatlama derdine düşmüştür. Bu sırada uzaktan Cassio gelmektedir. İago usulca Othello’ya bir kenara saklanmasını, sessizce onları izlemesini ister. Ve göreceksiniz nasıl da itiraf ettireceğim şu sütü bozuk Cassio’ya yaptıklarını diyerek yanına gider. Mesafe uzak olsa da Othello, onları gayet iyi görmekte lakin seslerini iyi duyamamaktadır.


“Sevgili Cassio, nasılsınız bugün bakalım “, diyerek karşılar İago. Ve hemen sevgilisi Bianca’dan bahsederek “Duydum ki evleniyormuşsun dostum.” Bu söylediğine şaşıran Cassio, “Kim ben mi? Kiminle? “ “Bianca ile kiminle olacak. Her yerde bunu anlatıyormuş güzel Bianca, yakında düğünümüz var diye paylaşıyormuş etrafta” Cassio, önce kocaman bir kahkaha atar.


Bilirsiniz insanlar kafasında bir şüphe varsa her davranışı kendine yorar. Othello da uzaktan gördüğü, duyabildiği her şeyi kendi şüphelerinin doğruluğuna yormaya başlamıştı bile çoktan…


Aslında bahsi geçen kadın her ne kadar Bianca olsa da, Othello çoktan onun yerine Destemona'yı koymuştur bile… Cassio’nun gülmesi, küfürleri, şakalaşması… her şey ama her şey onun Destemona ‘yla birlikte olduğuna ve Othello’yu aldattığına işaret ediyor görünmektedir.


Othello, tüm bu sözde kanıtları toplaya dursun, o sırada İago ile Cassio’nun yanlarına Bianaca gelmesin mi? Üstelik elinde de Destemona’ya ait olan mendille…


Aman tanrım iki sinemalarda!


Elindeki mendili sallayan Bianca, tutulduğu kıskançlık hissi yüzünden bir sürü suçlamalarda bulunur. “Hangi şırfıntıya aitse git ona ver sen bu mendili? Ben örneğini mörneğini çıkaramam. Akşam yanıma gelmezsen de bir daha yüzümü göremezsin. ‘ diyerek mendili fırlatıp gider.


Eyvahlar olsun! Othello artık istediği kanıta nihayet ulaşmıştır.


O sırada Venedik'ten Kıbrıs'a bir haber gelir. Bu habere göre Othello komutanlık görevinden alınmış yerine görevden aldığı yaveri Cassio geçirilmiştir. İşte bu haber İago’ya hiç iyi gelmez. Artık yeni bir plan daha kurması gerekecektir. O planda da akşam olduğunda Cassio sevgilisi Bianca ile buluşacak, oyunun başından beri tüm plandan haberi olan Roderigo’ya haber verilecek ve eğer Destemona’yı istiyorsa bu gece Cassio’yu ortadan kaldırılması gerektiğini söyleyecektir.


Roderigo ise bu durumlardan yeterince usandığından dolayı tüm olanları yetkili mercilere bildirmek için cebinde bir mektup saklamaktadır. Aralarında geçen olurdu olmazdı konuşmaları sonucunda İago Roderigo ‘yu bir kez daha kandırarak Cassio’ya karşı silah çekmesini sağlar. Çatışmada Cassio yaralanır ama önce bu çatışmadan yara almadan çıkan Roderigo hain İago’nun “ İşte katil! Hain! Demek sendin dostum Cassio’nun canına kasteden”, diyerek oracıkta Roderigo’yu öldürür.

Bir adam düşünün ki; Tüm olayları en ince ayrıntısına kadar planlasın, başlatsın, her şeye yön versin ama hiç kimse onun hakkında kötü bir şey ne söylesin ne de düşünsün. Gerçekten Bay İago şahane bir oyuncu değil mi sizce de?…


O sırada Othello karısı Destemona'ya odaya çıkmasını ve hizmetçisini de yanından göndermesini ister. Cassio’nun başına gelen hadiseyi duyduğunda yine İago'nun ona ne kadar sadık bir asker olduğunu düşünerek karısı Destemona’nın yanına gider. Hiçbir şeyden haberi olmayan Destemona, o gece kocası Othello’dan ağır hakaretler işiterek kendini aklamaya çalışsa da bir türlü bunu başaramaz ve Othello biricik karısını yaşadığı tüm bu saçma ve yalan kıskançlık oyunları yüzünden kendi elleriyle boğarak öldürür. O esnada hizmetçisi Emila kapıya var gücüyle vurmaktadır. Odaya girdiğinde ise maâlesef Destemona’nın cansız bedeniyle karşılaşır. Emila, Othello’ya bu kadar masum birinin canına nasıl kıydığını, nasıl böylesi melek gibi olan bir kadından şüphe edebildiğini sorgulayarak ağlama krizine girer.


Othello; “Ama o beni aldattı, aşkımı, itibarımı ayaklar altına aldı. Bak işte ona evlenirken verdiğim mendili bile Cassio’nun evinde bulundu. “ diyerek hâlâ kendinde olmadığı halde bahaneler bulmaya çalışır. Oysa Emila mendili alan kişi olduğu için dayanamaz ve anlatmaya başlar. Artık bir hizmetli gibi değilde Othello'yu hizaya getirmeye çalışan bir anne gibi ; “Gerizekalı adam, ahmak herif. O mendili bahçede bulup kocama ben verdim. Sürekli çalmamı isteyip duruyordu benden. Ah İago, demek bütün bu olanlar senin başının altından çıktı ha? Lanet olsun sana. Cehennem zebanileri bırakmasın peşini, ateşler daimi yurdun olsun, Tanrı'nın gazabı üzerinden hiç kalkmasın “,diyerek kocasına lanetler yağdırır. Othello hâlâ yaşadığı anın şoku içindedir.


Aynı esnada dışarıdan gelen sesler vardır. Askerlerle birlikte odaya Cassio da girer. Cassio’nun ölmediğini gören Othello daha da yıkılır. Fakat Cassio elinde bir mektup tutmakta, bu mektupta tüm yaşananların bir oyun olduğu ve baş aktörününde İago olduğu yazmaktadır. Bundan habersiz İago da odaya dalar elinde Roderigo’yu öldürdüğü kanlı kılıcıyla. Karısı Emila ağzına ne gelirse söylemekte ve doğru bildiği her şeyi anlatmak istediğini haykırmaktır. Fakat İago kılıcını karısının boğazına dayamış ve susması için çabalamaktadır. Hırsına ve oynadığı oyunun içine düşen İago, Emilia’yı oracıkta öldürür.


Tüm bulanık sanılan her şey berraklaşmış, sislerin dağılması hızlanmış ve Othello karısı Destemona’yı öldürdüğü için hapse, İago da işkence ile ölüme mahkum edilmiştir. Son anda Othello yerdeki kılıcı alarak kendi canına kıyar. Kendi elleriyle öldürdüğü o çok aşık karısının üzerine düşerek ;


“Öpmüştüm seni öldürmeden önce.Öyle olacak yine.. Öldürüyorum kendimi, can vermek için öpüşünde.” hoşça kal aşkım Desdemona, sen cennete ben cehennem zebanilerinin memleketine.. “


Shakespeare okumak için bir nedene ihtiyacınız yok aslında. Zira o kendini okutturuyor yüzlerce yıldır insanlara …

Sağlıcakla kalın


İcaforiz

Comments


bottom of page