#Kırılgan Özsaygı ve Ünlülük Korelasyonu
- Öykü Yavuz
- 10 Nis
- 2 dakikada okunur

Dünyanın pek çok ülkesinde başarıya atfedilen anlam büyük ölçüde benzerdir. Kapitalist dünya anlayışı, başarı kriterini çoğunlukla maddi kazançlar, lüks bir yaşam tarzı, mesleki yüksek statüler ve sportif dereceler üzerinden tanımlar. Şayet bu alanlardan bir ya da birkaçında yüksek performans sergileyemiyorsanız, toplum tarafından başarısız olarak değerlendirilirsiniz.
Show dünyasında ün kazanmış kişilerin başarı grafiklerine baktığımızda, çoğunun hem maddi hem de mesleki anlamda zirvede olduğunu görürüz. Ne yazık ki başarı kriteri, bireyin kendine duyduğu özsaygı ile nadiren ilişkilendirilir. Varsa yoksa meta değeri ve mesleki başarı kıstası göz önünde bulundurulur. "İyi bir oyuncu", "iyi bir şarkıcı", "iyi bir showmen", "iyi bir showgirl"... Ve bununla beraber zenginlik ve ihtişamın dışa vurumu...
Ancak bu dışarıdan parlayan hayatların arkasında çoğu zaman kırılgan bir özsaygı gizlidir. Çünkü başarı tanımı dışsal kriterlere dayandığında, kişinin kendine duyduğu değerin kaynağı da dış dünyaya bağımlı hale gelir. Ünlülük ise bu bağımlılığı artırır. Alkışlar, beğeniler, reytingler ya da takipçi sayıları, kırılgan özsaygıyı bir süre beslese de sürdürülebilir bir iç denge sağlamaz.
Son dönemlerde ülke içinde yaşanan olayların tepkisel boyutunu göz önünde bulundurursak, büyük takipçi kitlelerine sahip ünlü ve tanınmış kişilerin, bir anda "kırılgan özsaygı" gerçeğiyle yüzleştiğini görürüs. Kendilerini sevdiğini düşündükleri takipçilerin, bir gecede eleştirel ya da hatta düşmanca tepkilere yönelmesi, bu kişilerin özdeğer algılarını sarsabilir. Zira başarı tanımı dışsal kriterlere dayandığında, kişinin kendine duyduğu değerin kaynağı da dış dünyaya bağımlı hale gelir.
Dışarıya bağımlı bu özsaygı düzeni, özellikle kriz anlarında daha görünür hale geliyor. Sessiz kalmakla suçlananlar, yanlış bir cümle kuranlar ya da taraf seçmek zorunda kalanlar; bir anda toplu linç kültürünün merkezine düşer. Bu da bize gösteriyor ki, şöhretin parıltılı yüzü kadar, kırılgan ve savunmasız bir yönü de var. Ve bu yön, kişinin ruhsal bütünlüğüyle doğrudan bağlantılı.
Sonuç olarak, ünlü veya tanınmış olma halinin dışsal bir güdüye ihtiyaç duyduğu aşikar. Kaldıki ünlü olunmadan bile sürekli dışa bağlı onay, alkış, beğeni bekleme işi çokta sağlıklı bir öz denetim mekanizması değildir. Gerçek başarı, kişinin kendiyle barışık olması, içsel saygısını dış onaya ihtiyaç duymadan inşa edebilmesinde gizlidir.
Sağlıcakla kalın 🤗
Commentaires