
Güce bilgi eklenmezse, zorbalık doğar. Tarih, bu gerçeği defalarca kanıtlamış ve zorba olarak gördüğü figürleri arşive kaldırmıştır. Peki, tarih bir erk sahibinin zorba olup olmadığını nasıl anlar? İşte burada, zıt anlamlı kelimelerin anlamdaş karşılıkları devreye girer.
Zıt anlamlı kelimeler (Beyaz-Siyah, İyi-Kötü, Geri-İleri, Temiz-Kirli, Suçlu-Masum) ile eş anlamlı kelimeler (Beyaz-Ak, Kötü-Fena, Kara-Siyah, Temiz-Pak, Kirli-Pasaklı) bir araya geldiğinde, iyi ve kötü kavramlarını destekleyen bir yapı oluşturur. Nasıl mı?
Örneğin, cahil, kaba ve zalim birini tarif ederken onu şu şekilde nitelendiririz:Kötü (Fena), Kara (Siyah), Geri (Art), Kirli (Pasaklı), Suçlu (Mücrim).
Buna karşılık, erdemli ve bilgili bir kişi için şunları söyleriz:İyi (Hoş), Ak (Beyaz), İleri (Önde), Temiz (Pak), Masum (Günahsız).
Görüldüğü gibi, kelimeler arasındaki bu ilişki, güçlü ama bilgisiz birinin nasıl zorba hale geldiğini gösterir. Çünkü bilgi olmadan güç, sadece yıkıcı bir kuvvete dönüşür. Oysa bilgiden doğan güç üretken, geliştirici ve sürdürülebilirdir. Salt güç ise verimsiz, kısır ve nihayetinde başarısızlığa mahkûmdur.
Güç ve bilgi arasındaki bu ince dengeyi anlamak, sadece kelime oyunlarından ibaret değildir. Tarih, bilgiden yoksun kuvvetlerin ne denli yıkıcı olduğunu defalarca kanıtlamıştır. Bilgiyle donatılan güç, yaratıcı ve yapıcı bir potansiyele ulaşırken; aksi halde, saf güç, kendi içinde tükenmiş, verimsiz ve acımasız bir yapı haline gelir.
Örneğin, geçmişte bilgiyi kontrol eden elitler, toplumun vicdanını ve geleceğini manipüle ederek kendi çıkarlarını gözetmiş; fakat bu çıkarcı düzen, uzun vadede toplumda adaletsizliğe, çatışmaya ve hatta çöküşe yol açmıştır. Dilde kullandığımız zıt anlamlı kelimeler (iyi-kötü, temiz-kirli, ileri-geri) gibi, tarih de aynı şekilde iki zıt kutbun çatışmasını gözler önüne sermiştir. Bilgiyi elinde bulunduran, yani ‘iyi’ nitelendirdiğimiz erdemli güç, toplumun aydınlanmasına vesile olurken, bilgi yoksunluğuyla hareket eden ‘kötü’ güç, zorbalığın ve baskının sembolüne dönüşmüştür.
Bu noktada aklın ve hikmetin önemi ortaya çıkar. Bilginin güce kattığı derinlik, aslında toplumların kaderini belirleyen temel unsurdur. Çünkü ancak bilgiyle beslenen güç, sadece geçici zaferler değil, aynı zamanda kalıcı barış ve adalet getirebilir. Zira, karanlık güçlerin bıraktığı iz, ancak bilginin ışığıyla silinebilir; ve ancak o zaman gerçek, üretken bir yeryüzü hükümranlığını tesis etmek mümkün olabilir.
Star Wars filminin küçük ama etkili ikonik kurgu karakteri Yoda, genç ve toy Jedi öğrencisi olan Luke Skywalker'a güç ve bilgi hakkında anlamlı sözler söyler; “*Korku, karanlık tarafa götürür. Korku öfkeye, öfke nefrete, nefret acıya götürür.”*
“*Bak genç dostum, Bir Jedi, Güç’ü asla saldırmak için kullanmaz. Güç sadece bilgi ve savunma içindir.”*
“Bilgine güvenmeli, yapabileceğine inanmalı ve başarmak için adım atmalısın, inancın kadar güçlüsün Luke. “
“Doğru yere bakmalısın genç dostum! Güç her yerde. Onu hissedebilirsin. İçinde, etrafında, taşlarda, hatta yıldızların arasında bile…”
Güç ve bilgi sizinle olsun!
Başka bir bölümde görüşmek üzere, sağlıcakla kalın 🤗
Comments