top of page

#Entellektüel Tevazu Nedir ve Neden Önemlidir?

Güncelleme tarihi: 20 Ara 2024

Bugün sizlere kendi adıma olduğu kadar herkes tarafından önemli olacağını düşündüğüm bir konudan bahsetmek istiyorum. Yani bilginin ve kültürün alçakgönüllülük hali olan Entelektüel tevazudan…


Bilindiği gibi tevazu hangi alanda, nerede ve kimlerle olursa olsun insanların aralarındaki ilişkiyi olumlu yönde etkileyen oldukça kıymetli bir özelliktir. Tevazu sahibi olmak hem bilgiye açık, hem de diğer kişilere daha saygılı olmak anlamına gelir.


Entelektüel tevazu ise, kişinin bilgisi ve kültürüne rağmen alçakgönüllü olmasıdır. Bunun anlamı, sahip olduğu zengin bilgi ve yetenekleri başkalarına göstermek yerine, onlarla empati kurarak anlamaya ve öğrenmeye açık olmaktır.


Entelektüel tevazu, toplumda birçok alanda önemli bir özelliktir. Bu özellik, kişinin kendine olan saygısının yanı sıra, başkalarına karşı olan saygısını da gösterir. Ayrıca, kişinin öğrenmeye ve gelişmeye açık olması anlamına gelir.


Tevazu sahibi olmak, başarıya giden yolda önemli bir etkendir. Kişinin sadece kendine ait bilgisini ve yeteneklerini göstermek yerine, başkalarını önemseyip, dinleyerek her daim öğrenmeye açık olması, yeni fikirler edinmesi ve kendini geliştirmesi pek çok yönden tatmin hissi sağlar. Tabi böylece o kişilerin daha başarılı olması ve daha da saygınlık kazanması kaçınılmazdır.


Kişinin bilgisi ve kültürüne rağmen seviyeli olması sadece o kişiye değil ilişki kurduğu diğerleriyle de karşılıklı olarak anlayışın ve birlikte öğrenmenin kendiliğinden ortaya çıkması demektir. Böylece bilginin yeni olasılıkları oluşacağı gibi kurulan ilişkilerinde daha sağlam olması sağlanır.


Entelektüel tevazu, toplumsal olarak da birçok alanda gelişimi destekleyen önemli bir özelliktir. Bir toplumda o toplumu oluşturan insanlar birbirlerine saygılı olurlarsa orada bilginin paylaşılması da kolay olur yeni fikirlerin ortaya çıkma olasılığı da… Bir toplumda, insanlar arasındaki ilişkilerde entelektüel tevazunun bulunması, karşılıklı saygının artmasına ve daha verimli bir iletişim ortamının sağlanmasına yardımcı olur.


Aristoteles, entelektüel tevazunun bir filozofun en temel özelliklerinden biri olduğunu düşünürdü. Ona göre, bir filozofun bilgiye olan açlığı, onun daha fazla öğrenmek için sürekli bir arayış içinde olmasını sağlamasıydı. Ancak bu düşüncesi, kişinin kendini herkesten üstün görmesi anlamına gelmemeli. Tam tersine, bir filozofun sahip olduğu bilgiyi paylaşarak öğrenmeye açık kalması anlamına gelmelidir.


Sokrates de, entelektüel tevazunun önemini vurgulamıştır. Sokrates, kendisinin bilgisiz olduğunu düşünerek, bilgiye olan açlığını sürekli olarak dile getirmiştir. Böylece, diğer insanların fikirlerini dinleyerek öğrenmeye çalışmış, bu yaklaşımıyla da kendini diğerlerinden üstün göstermek yerine, onların bilgeliğine saygı duyduğunu her fırsatta söylemiştir.


Bilgiyi öğrenmek bunu genelleyebilmek önemli bir özelliktir. Ancak başka bir özellik daha vardır ki, o da bilindiği varsayılan verilerin yanlış olduğunda kabul ederek onları doğru olanlarla yer değiştirebilme azmi ve yürekliliğidir. Biz insanlar birçok konuda öğrendiğimiz bilgileri yaşantımız boyunca sabit hale getirerek namümkün, asla reddedilemez bir konuma getiririz. Bu konuda Cenab Şehabettin’in çok güzel bir sözü vardır ve benim hayatımda da oldukça önemlidir. “Bana neden sürekli fikir değiştirdiğimi soruyorlar, çünkü ben fikirlerimin kölesi değilim” Doğru olmadığı öğrenilen bir bilginin yanlışlanması bilakis kişiyi mutlu etmeli diye düşünüyorum. Daha ne istenir ki; hayatınızdan bir yanlış daha silindi. Ve sen artık bir yükten daha kurtuldunuz…


Adam Grant /Yeniden Düşün kitabında farklı akıl yürütmelerle ilişki kurduğumuzdan bahseder. Bunlara birer isimde vermiştir. Sırasıyla Vaiz, Savcı, Politikacı ve Bilim insanı şeklinde. Eğer iletişim halindeyken fikirlerimize, inandığımız değerlere bir saldırı gerçekleşirse, konuşmalarımızın bir Vaiz tarafından yapıldığını söyler. Öyleki Vaiz o değerleri ve fikirleri değiştirmek şöyle dursun, hayatı pahasına koruyacağını ant içmiş gibidir. İkinci konuşan Savcıdır ve onunda suçlayıcı bir uslubu vardır. Kendi inandıklarını haklı çıkarmaya çalışan Vaize göre o daha çok suçlayıcı bir tavır içindedir. Sonraki konusmadlcı bir politikacıdır O da her daim bayrak nereye doğru dalgalanıyorsa oraya doğru meyletmek ister. Sonuncu konusan ses ise bir Bilim ininsandır. Yani doğru olanın peşinden gitmek isteyen ve her koşulda bilimi, bilgiyi önemserek yeni fikirlerin gelişmesini destekleyen bir figür. Bilim insanı, yanlış olanı kabul ederek bunu değiştirebilen, entelektüel bir tevazu ile yani kibirli ve ukala davranmadan alçakgönüllü bir şekilde bilgilerini güncelleyebilen bir modeldir.


Sonuç olarak diyebilirim ki; entelektüel tevazu, kişinin bilgi ve kültürüne rağmen alçakgönüllü ve öğrenmeye açık olmasıdır. Bu özellik, kişinin kendine ve başkalarına olan saygısının yanı sıra, başarıya giden yolda önemli bir etkiye sahiptir. Herkesin entelektüel tevazuyu benimsemesi, yanlışlarını görüp düzeltebilmesi toplumda daha açık yürekli, saygılı ve gelişime açık bir ortam yaratılmasına yardımcı olacaktır.


“Eğer bilgi güçse, neyi bilmediğimizi bilmek bilgeliktir”


Sağlıcakla kalın 🤗

Comments


bottom of page