top of page

Doğuya Yolculuk

  • Yazarın fotoğrafı: Öykü Yavuz
    Öykü Yavuz
  • 7 Nis
  • 2 dakikada okunur

Şayet Hermann Hesse'nin Bozkırkurdu ve Siddhartha adlı eserlerini okuduysanız, onun Doğu mistisizmine duyduğu derin ilgiyi ve aynı zamanda Jung’un arketipler kuramı ile kolektif bilinç anlayışına olan yakınlığını da fark etmişsinizdir. Doğuya Yolculuk adlı eseri ise, klasik anlamda bir romandan çok, Hesse’nin alter egosu olarak görülebilecek HH karakterinin kendi içine yaptığı içsel bir seyahat olarak da okunabilir.


Yer yer otobiyografik ögeler taşıyan bu eser, başkarakter HH’nin, bir grup insanla birlikte Doğu’ya yaptığı mistik ve spiritüel yolculuğun sembolik anlatımıdır. Bu yolculukta gruba eşlik eden, Leo adında bir hizmetkâr da vardır. Arketipsel anlamda “Bilge Adam” figürünü temsil eden Leo, grup üyeleri tarafından başlangıçta yeterince önemsenmez; oysa Leo, ilgisi, sevgisi, saygısı ve özverili hizmetiyle grubun huzurunu ve düzenini sağlayan temel unsurlardan biridir.


Ne var ki, bir dağ geçidinden geçerken Leo ansızın ortadan kaybolur. Onun yokluğu kısa sürede grubun dağılmasına neden olur. Aradan yıllar geçer ve HH, geçmişte yaşadığı bu yolculuğu ve “Cemiyet” adını verdiği topluluğu anlatan bir kitap yazmaya karar verir. Ancak ne olduysa bu karardan sonra olur: HH, kolektif bilinci bireysel ve öznel yargılarıyla aktarmaya çalışır. Oysa bu yaklaşım, Cemiyet’in yaşam felsefesiyle taban tabana zıttır.


Gerçekte Hesse, bu kitap aracılığıyla kendi iç dünyasına, kendi varoluşsal sorularına doğru derin bir yolculuğa çıkmıştır. Ulaşmak istediği bilgi her ne kadar ruhsal bir arınmayı vadetse de, o bu süreci farkında olmadan benmerkezci bir tavırla yürütür.


İşte tam bu noktada, yıllar önce ortadan kaybolan Leo yeniden ortaya çıkar. Leo’nun aslında bir hizmetkâr değil, Cemiyet’in başkanı olduğu anlaşılır. HH’nin yazma girişimi, bir tür mahkemeyle Cemiyet tarafından sorguya alınır. Ve nihayetinde HH, alçakgönüllü olmadığını, yaptığı eylemin ardında kibirli bir niyetin yattığını kabul eder. Bu kabullenişle beraat eder.


Sonunda, Cemiyet’e ait arşiv odasında çalışma ve “gerçek bilgi”ye ulaşma hakkını kazanır. Böylece yolculuk, hem bir dış dünya seyahatinden çok bir içsel dönüşüm ve arınma süreci olarak tamamlanır.


Comments


bottom of page