
Medyada gördüğünüz veya duyduğunuz bir haberin doğru olup olmadığını nasıl anlayabilirsiniz?
Haberin kaynağı, bağlamı, içinde barındırdığı yönlendirici unsurları ve aynı haberin sahte olup olmadığı neresinden bakılırsa anlaşılabilir?
Şimdi gelin, beraber uydurma bir haber yazalım ve bu haber üzerinden biz insanların nasıl manipüle edilebileceğini tartışalım.
Burada haberin içeriğinden çok özelikle ilk sunuş anında atılan başlığa dikkat çekmek isterim. Zira oltalama (yemleme) önce oradan başlamaktadır.
Biz insanlar çoğunlukla içinde bulunduğumuz algı dünyası, duygusal gelgitler ve anda
ya da yakın tarihlerde deneyimlediğimiz olaylarla, olgularla düşünür, karar verir ve fikirlerimizi sabitleriz. Geçmiş deneyimlerimizin buna katkısı elbette vardır ama işin içine kamusal bir haber girdiğinde kitlesel bakış açısı bir çok şeyi değiştirebilir. Maalesef kitle psikolojisi sürü psikolojisini etkiler ve aynı düşünceler defalarca konuşulup, paylaşıldıkça haberin yalan olup olmadığı dikkate alınmaz. Günümüz sosyal medyası bu iş için biçilmiş kaftandır. Bağlamından koparılan pek çok görsel, gerçek anlamı yitirilmiş bir sürü içerik; sırf dikkat çeksin, etkileşim alsın ve sayıca pek çok kez görülsün diyerek değiştirilip yayılmakta… Ve yine maalesef bunu engellemenin bir yolu yok!
Madem bu yalan safsata ve totoloji barındıran içerikleri engelleyemiyoruz. O halde bunlarla nasıl başa çıkabiliriz?
El cevap: “Medya Okur Yazarlığı” ile …
Medya okuryazarlığı, bireylerin paylaşılan medya içeriklerini eleştirel ve mantıklı bir bakış açısıyla değerlendirme, kritize etme ve doğru bilgiye ulaşma becerisidir.
Bir haberi eleştirel bir bakışla irdeleyebilmek için başta şunlara dikkat etmek gerekir.
1. Verilen bilgi güvenilir mi?
2. Haberin kaynağı kimler veya neresidir?
3. Haberi sunan kişilerin bundan bir çıkarı var mıdır?
4. Haber gerçek bağlamından saptırılarak mı sunulmuştur?
5. Haberi veren kişi veya kurumların bu içerikten gerek maddi gerekse ideolojik bir çıkarı var mıdır?
Bu ilk aşamayı geçtikten sonra sıra okuduğumuz, izlediğimiz haberin sunuş şekline dikkat kesilmeliyiz.
1. Haber başlığı net ve içeriğe uygun mu?
2. Başlık ve görseller üzerinde sırf bizim dikkatimizi çekmek için oynamalar yapılmış mı?
3. Haberin dili ne kadar güvenirdir ve ne kadar taraflıdır?
Bunlardan sonra gelen kısım ise kitleye sunulan haberin manipülatif olup olmadığının tespit edilmesidir.
Gelin bu aşamayı daha öncede bahsettiğim, öylesine uydurduğumuz bir haber içeriği ile görmeye çalışalım. Önce haberi tarafsız, içinde herhangi bir manipülasyon hali olmadan bir görelim
**Ve Şimdi Haberler**
💥Yerel Marketlerde Sebze ve Meyve Fiyatları Arttı
(*Son dönemde yerel marketlerde sebze ve meyve fiyatlarında artış gözlemleniyor. Uzmanlar, bu durumu artan üretim maliyetleri, iklim değişikliği ve tedarik zincirindeki aksamalara bağlıyor. Vatandaşlar, fiyatların yükselmesinden şikayetçi olurken, market sahipleri de maliyet artışlarının kendilerini zorladığını belirtiyor.)*
Haberimiz gayet olağan, duyulduğunda insanları kışkırtmayan bir netlikte sunulmuş oldu.
Şimdide yine aynı haberin başlıklarını ve sunuş tarzını biraz değiştirelim;
Haberin başlığı: Bu sebzeleri yiyenler şok olacak! Tezgahlarda fiyatları görenler gözlerine inanamadı.
(*Sebze ve meyve fiyatlarındaki artış, vatandaşları şoke etti! Marketlerde fiyatları görenler ne yapacaklarını bilemiyor. Peki, bu fiyat artışının arkasında kimler var? Detaylar için haberimize tıklayın!)*
Böylesi bir haberle karşılaştığınızda adına Clickbait yani (Tıklama tuzağı) denilen ve manipülasyona maruz bırakan bir haberle karşı karşıya olduğunuzu unutmayın!
İkinci Haber başlığı:
Marketler Büyük Kar Peşinde! Sebze ve Meyve Fiyatları Bilerek Arttırıldı!
(*Marketlerde sebze ve meyve fiyatlarının hızla yükselmesi, bilinçli bir fiyat oyunu mu? Bazı vatandaşlar, marketlerin fırsatçılık yaparak fiyatları keyfi şekilde yükselttiğini iddia ediyor. Bu iddialar yetkililer tarafından henüz doğrulanmasa da, halkın tepkisi büyük!)*
Bu haber sunumunda da “Çarpıtma ve spekülasyon” haber mantığı ile yine belli bir yere, merkeze yönlendirmeye çalışan bir durum söz konusudur. İçeriğe dikkat ederseniz suçlu belli, kurban seçilmiştir. Bu haliyle yanıltıcı ve yönlendirmeci bir tutum içindedir.
Üçüncü haber başlığı: Halk Perişan: Marketlerde Meyve ve Sebze Fiyatları Uçtu!
(*Marketlerde meyve ve sebze fiyatları vatandaşları zor durumda bırakıyor. “Eskiden 5 liraya aldığım ürünü şimdi 55 liraya alıyorum” diyen vatandaşlar, yaşanan duruma isyan ediyor. Fakat market sahipleri fiyat artışlarının nedenleri hakkında sessiz kalıyor.)*
Dikkat ederseniz yine haberin bu sunuşu da tek bir açıdan yönlendirmeci tutumunu sürdürüyor.
Dördüncü haber başlığı: Marketlerdeki Fiyat Artışları, Büyük Bir Komplonun Parçası mı?
(*Sebze ve meyve fiyatlarındaki artış sadece ekonomik sebeplerle mi ilgili? Yoksa bu, büyük bir planın parçası mı? Bazı kaynaklara göre, fiyat artışları bazı grupların gizli anlaşmalarıyla gerçekleşiyor. Vatandaşlar, bu konuda yetkililerden açıklama bekliyor.)*
Haberde sözü edilen komplo teorileri ile zihinler bir kez daha karıştırılmaya çalışılıyor.
Beşinci haber başlığı: Bilim İnsanları Uyardı: Yükselen Sebze ve Meyve Fiyatları, Sağlık İçin Büyük Tehlike Oluşturuyor!
(*Yeni yapılan araştırmalara göre, marketlerde fiyatı yükselen sebze ve meyveler insan sağlığına zarar verebilir! Uzmanlar, aşırı fiyat artışının gıda kalitesini düşürebileceğini belirtiyor. Hangi sebzelerin en riskli olduğu hakkında detaylar haberimizde!)*
Ne kadar da bilimsel bir haber öyle değil mi? Şaka bir yana, gerçekte bu haberin bilimle uzaktan yakından bir ilişkisi söz konusu değil. Otorite diye bahsi geçen sözde şu Bilim insanları bu içerikte sırf haberin etkisini artırmak için kullanılan sahte bir eklentidir.
Altıncı ve son haber başlığı: Şok Edici Görüntüler! Marketlerde İnsanlar Sebze İçin Birbirine Girdi!
(*Sosyal medyada yayılan görüntülerde, marketlerde sebze ve meyve almak isteyen vatandaşların birbirine girdiği görülüyor. Görüntülerde, insanların bir paket domates almak için kavga ettiği anlar sosyal medyada büyük yankı uyandırdı.)*
Yalan, yalan söylüyorsun! 😉 bu haberi yaparak toplumda sahte bir kriz ortamı yaratmaya çalıştığın o kadar açık ki… Buna kim inanır?
Maalesef İnanıyorlar, inanıyoruz sevgili dinleyici 🤷🏻♂️ çünkü toplum olarak ne fazla ve nitelikli bir kitap okuma ne de medya okur yazarlığımız var.
Hal böyle olunca kandırılmamız da daha kolay oluyor.
Ve bölümün sonuna gelirken o nihai soru ile tekrar karşılaştık; O halde ne yapmalı?
Bence bu soruya karşı başka bir soru ile başlamalıyız her şeye; “ Öncelikle ne yapmamalıyız? “🤔
Başka bir bölümde görüşmek üzere, Sağlıcakla kalın🤗
Commentaires