
Hangi aşırı uyarının tutsağısınız? Ve özgürlüğünüzü hangisi adına feda edebilirsiniz?
Özgürlük kavramı kısaca; bir insanın kendi hür iradesiyle seçimler yaparak o seçimlerin karşılığını yaşaması anlamına gelir. Ve indirgemeci bir bakışla verilen bu kararların hiç bir yere bağlı olmadan alınması gerekir. Peki bugün herhangi bir düşünceye, bir arzuya, bir kişiye ya da topluluğa bağlı olunmadan bir karar alınabilir mi? Her ne kadar özgür irade sahibi olduğumuza olan inancımız kararlarımızın bireysel seçimlerimiz olduğunu söylese de durum pekte öyle görünmüyor. Neden mi? Çünkü günümüzde, aşırı uyaranların etkisiyle gerçek anlamda özgürce kararlar alabildiğimiz konusunda şüphelerim var da ondan.
Bu bölümde, insanların düşünceleri, arzuları, kişiler ve topluluklarla bağlantılı olmadan kararlar alıp alamayacaklarına dair bir tartışmayı amaçladım. Böylece bu durumun nedenlerini biraz olsun analiz edebileceğimizi umuyorum. Hazırsanız yüzlerce yıldır inandığımız özgür irademize olan inancımızı birazcık sorgulayalım. Ne dersiniz?
Günümüzde aşırı uyaranların gücü yadsınamaz. Bugün teknolojinin hızlı gelişimi ve bilgiye kolay erişim imkanı, biz insanların sürekli olarak çeşitli uyarılara maruz kalmasına neden olmaktadır. Reklamlar, sosyal medya içerikleri, popüler kültür ve diğer etkileşimler, bilinçaltlarımızı sanal bir çöplüğe çevirerek tercihlerimizi yönlendirebiliyor. Bu durum, bağımsız olduğunu düşündüğümüz yeteneklerimizi sınırlayarak, alışılmış düşünce kalıplarımıza ve toplumsal beklentilerimize sıkı sıkıya bağlı kalmamıza yol açabiliyor. Çoğu zaman bizler, toplumun kabul ettiği normlara uyarak ve dışlanmamak adına kararlar alabiliyoruz. Toplumda kabul görmeyen düşüncelerimiz veya farklı tercihler, etkileşim kurmanın elzem olduğu sosyal ilişkilerimizi etkileyebiliyor ve dışlanma korkusuyla karar alma sürecimizi sekteye uğratabiliyor. Bu sebeple, biz insanlar gerçekten özgür iradeyle karar alabilmek için toplumsal beklentileri aşma cesaretini bulma konusunda zorlanabilyoruz. Pek tabi toplumun uyulması gereken normların yanında bir de bireysel bilinçaltı etkilerimiz de bu süreçte önemli bir rol oynuyor. Bu etkilere sebep bir kısım aşırı uyaranlara maruz kalınması olduğu kadar, bilinçaltına yerleşen önyargılarımız, kişisel deneyimlerimiz, kültürel etkiler ve kişisel travmalarımız da karar alma süreclerimizi bir hayli etkileyebilir. Hatta bazen istemediğimiz sonuçlara bile yol açabilir. Bu nedenle, ne kadar özgür iradeye sahip olduğumuzu düşünsek de, bilinçaltımızdan etkilenmeden tamamen bağımsız kararlar almamız zorlaşabilir.
Takdir edersiniz ki, böylesi bir kısır süreç seçeneklerimizin daha da sınırlı kalmasına sebep olma olasılığını arttıran bir durumdur.
Özgür iradeyle kararlar alabilme yeteneğimiz, seçeneklerimizin çeşitliliği ve onlara erişme haliyle yakından ilgilidir. Ancak günümüzde, bilginin ve seçeneklerin bolluğu da bazı zorlukları beraberinde getirir. Bazılarımız, seçenekler arasında kaybolabiliyorken, bazılarımız, daha derin bir analiz yapmak yerine kolaylıkla popüler olanı veya çoğunluğun tercih ettiği seçeneklere meyledebiliriz. Bu durumda, bireylerin gerçekten özgürce kararlar alabilmesi mümkün müdür? Ve bu seçeneklerin sınırlı olması, onları belirli bir düşünceye, arzuya veya topluluğa bağımlı hale getirmez mi?
Gelin birazda Manipülasyon ve buna inanma halimize bir bakalım. Aşırı uyarana maruz kalmak, manipülasyon ve yanıltıcı taktiklerle insanların karar alma süreçlerini etkileyebilir. Reklamlar, medya manipülasyonları ve propaganda gibi unsurlar, bilinçaltımızı yoğun bir şekilde mesaj bombardımanına tutar. Elbette beynimiz bu mesajların hepsini doğru bir şekilde analiz edemez. Bir kısmını olduğu gibi kabul etmek zorunda kalabilir. Böylesi yoğun manipülasyonlar veya propagandalar bizlerin gerçekten özgür irademizle almaya çalıştığımız kararları sınırlar. Onları belirli bir düşünce veya arzuya bağımlı hale getirir.
Bireylerin özgür iradeyle kararlar almasını sınırlayan bir başka faktör ise, içsel sınırlamalardır. İnanç sistemimiz, değer yargılarımız ve kişisel deneyimlerimiz yüzünden tek düze seçimler yaparak kararlarımızın esiri olabiliriz.
Bir kere daha tekrar edecek olursak; Özgürlük kavramı, insanların kendi iradeleriyle seçimler yapma ve sonuçlarını yaşama yeteneğidir.
Fakat aşırı uyaranlar ve bunların yanında toplumsal normların baskıları, bilinçaltımızın sürekli etkilenmesi, hem seçenek fazlalığı hem de azlığının yarattığı stres, normalden daha fazla maruz kalınan manipülatif içerikler ve içsel sınırlamalarımız yüzünden özgür irademizle karar alma şansımız gittikçe zorlaşıyor.
Peki tüm bunları engellemenin bir yolu olabilir mi? Öncelikle, kendi düşüncelerimizi sorgulamamız, bir fikre inanmadan önce onu iyice araştırmamız gerekir. Ayrıca, toplumsal beklentilerin ve dış etmenlerin bireysel kararlarımızı yönlendirmesine izin vermek yerine, kendi değerlerimize ve gerçek inançlarımıza odaklanmamız da oldukça önemlidir.
Bilinçaltındaki bizi etkileyen amillerin farkında olunması, oraya yerleşmiş önyargıları, toplumsal normları ve kişisel deneyimleri, bu etkilerin karar alma sürecini nasıl etkilediğini anlamamız bizleri pek çok çelişkili yanılgıdan kurtarır. Bu şekilde bir yöntem izlemenin, daha özgür bir iradeyle kararlar alabilmemize yardımcı olacağı kanaatindeyim. Karar alma sürecinde, sadece popüler veya kolay seçeneklere odaklanmak yerine, kendi değerlerimize uygun olanları bulmaya çalışmak zorundayız.
Manipülasyon ve yanıltıcı taktiklerin farkında olmamız; Medyanın, reklamların ve propaganda gibi unsurların bilinçaltımızı etkileyebileceğini aklımızdan hiç çıkarmamalıyız. Bu nedenle, bilgiyi eleştirel bir şekilde değerlendirmeli ve kendi düşüncelerimizi şekillendiren unsurları sürekli sorgulamalıyız.
Bilge imparator Marcus Aurelius'un da dediği gibi; “İçinde, seni bir kukla gibi yöneten şeylerden daha güçlü ve daha kutsal bir şey olduğunu artık anla. Zihnini hangi düşünceler meşgul ediyor? Korku, şüphe, tutku ya da buna benzer şeyler öyle değil mi?"
Özgürlük illüzyonuyla başa çıkmak için bireysel sorumluluk almak ve kendi irademizin efendisi olmak mümkündür. Yeterki bu değişimin mimarı olmak isteyelim.
Başka bir bölümde görüşmek üzere Sağlıcakla kalın/içaforiz 🤗
Comments